1 Şubat 2012 Çarşamba

PAYLAŞTIKÇA GÜZELLEŞEN MİLYONLAR

Son yıllarda en çok duyduğumuz kavramlardan biri sosyal medya! Her moda kavram gibi kimi zaman aşırı abartılarak, kimi zamansa hakkı teslim edilmeyerek, küçümsenerek bahsediliyor sosyal medyadan. Ama bir gerçek var ki, ülkelerde devrimler yapan, depremlerde göçük altından insan kurtaran, kendi şöhretlerini, kendi ünlülerini ve hatta kendi zenginlerini yaratan bir sihirli değnek sosyal medya. İşin sosyolojik tarafını bırakıp ekonomisine biraz bakalım…


[Aralık 2011 - Esquire Yazımdan..]


Bizim yaşlarımızdakiler için bilginin en karizmatik kaynağı evlerdeki kara ciltli ansiklopedilerken, şimdiki neslin Google’I, Wikipedia’sı, Ekşisözlüğü var.. Kıskanmıyor muyuz? Delice kıskanıyoruz. Artık bilgiye ulaşmak kolaylaştı, cehaletin mazereti, paylaşımın sınır kalmadı. Van’daki depremden dakikalar içinde Amerika’dakinin, İngiltere’deki şarkıcının trajik ölümünden saniyeler içinde Çin’dekinin haberi var artık. Bilgi her yerde, paylaşmak kolay...

Bilginin kutsal kaynaklarından Wikipedia sosyal medya için der ki; “Zaman ve mekân sınırlaması olmadan  paylaşımın, tartışmanın esas olduğu bir insanî iletişim şeklidir.”  Şöyle devam ediyor: Sosyal medya aynı zamanda "Kullanıcıların Ürettiği İçerik" ve "Müşterilerin Ürettiği Medya" kavramlarını da ortaya çıkarmış, bu yapısıyla da ticari plandaki anlamını kazanmıştır. İşte sosyal medyanın ekonomik önemi de aslında tam bu tanımda ortaya çıkıyor. Bu paylaşım insani, bu paylaşımın zaman ve mekan kısıtı yok, içerik  yönlendiren tarafından değil, şimdiye kadar yönlenen kalabalıklar  tarafından oluşturuluyor. Yani daha samimi. Işte markaların, ekonomik büyüklükleri ne olursa olsun, bu ortamda var olmalarını zorunlu hale getiren özellik bu; burada gerçek insanlar konuşuyor, etkileşiyor. Ağızdan ağıza pazarlama, teknolojiyle biraraya geliyor ve sonsuz aktörü olan bir oyun sahnesi yaratıyor.  Düne kadar bir haberi, çok az farkla birkaç haber kanalından dinleyebilirken bugün bir gelişmeyi kendi seçtiğimiz binlerce kaynaktan ister yorumlu, ister yorumsuz olarak hem de çok daha hızlı bir şekilde alabiliyoruz. 

Facebook tabii ki halen sosyal medya denince akla ilk gelen marka ve birçok ülkenin ekonomisinden daha büyük bu büyük marka, global finans piyasalarını gelecek 6 ay içerisinde dürtmeye hazırlanıyor! Sene başında Goldman Sachs’tan gelen 1.5 milyar dolar civarındaki yatırımla halka arz sürecine hız veren Facebook (Türkçedeki adıyla “Feys” :P ) 100 milyar doların üstünde bir değerlemeyle piyasaya çıkacak gibi görünüyor. Sosyal paylaşımdan doğan şu milyonları da paylaşsak daha sosyal olmaz mıydı diye düşünüyor tabii insan. Bugün Facebook, marka değeri bir yana, dünyanın en büyük markalarının ve ticari yapılarının da bulunmak için can attığı bir medya durumunda. Markalar Facebook üzerinde “Beğen”ilmek için ciddi bütçeler harcıyor. MDG verilerine göre; tüm dünyada sektörlerin %76’sı sosyal medyayı iş amacıyla kullanıyor bile. Markaların %64’ünün pazarlama stratejileri sosyal medya ile entegre durumda. Sosyal Medyayı ekonomik amaçla kullanan firmaların tamamı ciddi maliyet kontrolü sağlamışken, %72’si somut iş neticeleri almış, %45’I yeni ortaklıklar geliştirmiş. Markaların %77’si Youtube, %75’i Facebook, %75’i bloglar ve %73’ü Twitter’da aktif kullanıcılar. Küresel Ekonomide zor bir yol olması beklenen 2012 yılı için küresel markaların sosyal medyaya ayırdıkları kaynak 2011’e kıyasla şimdiden %55 artmış. Yani herkes bu yeni mahallede bir dükkan açmak istiyor.

Markalar, bu yeni mecrada bir an önce varlık göstermeye çalışırken, dünyada da, ülkemizde de ciddi iletişim kazaları yaratabiliyor, kaş yapayım derken göz çıkartabiliyorlar elbette. Sosyal medyada bilinirlik yaratmak isterken antipati yaratanların sayısı hiç de az değil. Düşünün şimdi mahalleden arkadaşlarla kaldırımın üstüne tünemiş muhabbetimizi ederken iyi giyimli adamın birisi gelip “Şu elimde görmüş olduğunuz traş bıçakları” diye satışa başlıyor. Tabii ki muhabbetimize limon sıkan bu adamı mahallemize geldiğine pişman edip gönderiyoruz. Kimi markaların sosyal medyada var olma hikayeleri de işte bu kadar trajik sonuçlanabiliyor. Bu da konvansiyonel pazarlamanın bazı temel kurallarını bu yeni mecraya uygulama gerekliliği doğuruyor, örneğin ünlü kullanımı. Şüphesiz bu mahallenin ünlüleri de farklı. Dolayısıyla bu mahallede lafını dinletmek istiyorsan, mahallenin sevilen figürlerinden birisiyle işbirliği yapmak en çok başvurulan yöntemlerden.

Eski dünyada doğup varlığını bu yeni dünyada sürdürmeye çalışan bir ekonomik çoğunluk varken, bir yandan da doğumlarını da bu yeni dünyada gerçekleştiren ciddi ekonomik yapılardan bahsetmek mümkün. Örneğin sosyal medyada fotoğraf paylaşımı sağlayan Instagram. Ülkemizde sosyal paylaşımın fotoğrafcılık sektörüne faydası “ Facebook için imaj fotoğrafları çekilir! ” yazan semt fotoğrafçılarıyla sınırlı kalırken, dünyada havalı fotoğraf paylaşma olgusu 13 milyon insanı Instagram’ın etrafında topladı bile. Bir yılda milyon dolarlık şirket olup sosyal medyanın en önemli figürlerinden biri olan Instagram’da tahmin edin kaç kişi çalışıyor? Hazır olun, sadece 6 ! 13 milyon kişiye karşı 6 kişi ! Bir de bir Türk dünyaya bedel deriz..


Sosyal medyanın bu kadar hızlı büyümesi ve örneğin Arap baharı gibi toplumsal olaylarda oynadığı rol aslında artık bireylerin şimdiye kadarki gibi sadece anlatılanları dinlemeyi değil, kendi aralarında konuşmayı istediklerini gösteriyor! İster devrim organize etmek için, ister depremi haber vermek için, ister kaçırılan bir geminin içinden haber vermek için, ister bir filmi yorumlamak için.. Ticari markaların değil, gerçek insanların gerçek sözleri önemseniyor. İşte bu da sosyal medyanın ekonomik önemini artırmaya devam ediyor. 


Hatırlarsınız fıkrayı, Nasrettin Hoca damdan düşüyor. Hocam hemen doktor çağıralım diyorlar, doktor istemem, bana damdan düşen birini çağırın diyor! Artık doktorun değil, damdan düşenlerin hikayesini merak ediyoruz. Ve iddiaya girerim damdan düşmüş bir milyon kişi bulabilirim!  


2 yorum:

  1. Güzel bir bakış/özet olmuş!
    Sosyal medya devrimi 2012'de daha sürer, alır başını gider belki isim değiştirir ama artık pazarlamanın yeni adı olduğu çok açık..

    YanıtlaSil
  2. "%72’si somut iş neticeleri" yazmışsın ama ben %90 somut iş neticesi alıyorum;) Sosyal medya, sektör ayırmadan kazandırıyor kesinlikle. Doğru stratejiyle sosyal medyada netice alamamak imkansız.

    Bu arada Facebook'a "Feys" deme gafletinde bile bulunamıyorum sayende ;)

    YanıtlaSil