6 Ağustos 2012 Pazartesi

Piyasaları poke’lamak..


Geçtiğimiz günlerde tüm dünyada ekonomi gündeminin en önemli konularından birisi dünyanın en büyük şirketlerinden ve en popüler markalarından biri olan Facebook’ un halka arz edilmiş olmasıydı. Dünya üzerinde 900 milyon kişinin üye olduğu dev bir grup, sevilen tanımla pek çok devletten daha büyük bir devlet. Geçen ay içerisinde borsaya açıldı Facebook. Tahmin edilebileceği gibi borsalarla ilgili olsun olmasın, tüm dünyanın gözü bu halka arzın üzerindeydi. Sonuç mu? Piyasalar Facebook’u pek de “like” etmedi.



900,000,000 ademoğlu yanılmış olamaz, Facebook güzel icat. Terlikli bir üniversite öğrencisinin kızlarla sosyalleşmek gibi ulvi bir amaç için birkaç arkadaşıyla birlikte kurduğu bir “site”, sekiz sene içinde 104 milyar dolarlık bir şirket, bir pazarlama fenomeni, bir girişimcilik efsanesi halini aldı. Bu halka arzın da gerçekleştirildiği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin teknoloji borsası şeklinde çok basitçe tanımlanabilecek olan Nasdaq ‘ın CEO’su Robert Greifeld, Facebook halka arzını “İnsanlık tarihinin en büyük halka arzı” olarak tanımlıyor.

Aslında hiçbir aşaması normal gelişmedi Facebook halka arzının. Adeta Facebook’un kuruluş hikayesinin anlatıldığı Social Network filminin ikincisine bol malzeme çıkarmayı kendine amaç edinmiş, koskoca Amerikan Nasdaq borsasının yüzüne gözüne bulaştırdığı, yatırımcıların mutsuz olduğu bir halka arz gerçekleşti. Önce her bir hisse için belirlenen fiyat değiştirildi. Hisse başı 24-35 dolar aralığı belirlenmişken, bu fiyat 34-38 dolar aralığına yükseltildi ve hisse 42 dolardan açıldı. Gelen talep sadece hisse fiyatını değil, halka arz edilen hisse miktarını da artırdı. Planlanan 337 milyon hisse adedi iken bu rakam 421 milyona çıktı. Hiçbir şeyin planlandığı gibi gitmediği Facebook halka arzında en tatsız sürprizle tabii ki yatırımcılar karşılaştı. Hisse birkaç seans içinde % 25 civarında değer kaybetti.

Piyasa profesyonellerinin ve analistlerin genel görüşü Facebook’un hisse fiyatı belirlenirken aşırı değerli hesaplanmış olduğu yönünde, ki bu maalesef tüm dünya borsalarında, her halka arzda rastlanabilen önemli bir soru işaretidir. Bireysel yatırımcının pek de bilmesi mümkün olmayan bu hesaplar, havalı finans kurumlarının gözlük dereceleri birbirleriyle yarışan analistlerinin aylar süren hummalı çalışmalar sonucu belirledikleri fiyatlar küçük yatırımcı için, ileri finans eğitimi yoksa, kapalı bir kutu gibidir. Sonuçta bir hisse fiyatı açıklanır, küçük yatırımcılar pazarlama mı yoksa yatırım önerisi mi olduğundan asla emin olamadıkları uzman tavsiyeleri sonucu hisse seçimi yaparlar. Bu hisse seçiminin doğru ya da yanlış olduğu halka arzı takip eden günlerde fiyatın piyasada dengeye oturmasıyla ortaya çıkar, yatırımcıyı güldürür ya da üzer. Nitekim değerli okurlar, Facebook bu kez güldürmedi.

Şirketlerin borsalardaki performansları, özellikle ilk açıldıklarında, en fazla yatırımcılardaki yatırım iştahına bağlıdır. Bu iştahın oluşmasında pek çok etken rol alır, hissenin hikayesi, şirketin durumu, piyasanın o anki koşulları gibi. Facebook halka arzında, yatırımcının risk iştahını ziyadesiyle kaçıran bazı  gelişmeler de olması değil. Örneğin Morgan Stanley, halka arzdan kısa bir süre önce Facebook ‘un gelir projeksiyonları ile ilgili şüpheleri bulunduğunu açıklamıştı. Morgan Stanley internet şirketleri analisti Scott Devitt’e göre Facebook’un reklam gelirlerinde ciddi düşüşler beklenmeli, çünkü sosyal ağların kullanımı hızla bilgisayarlardan mobil cihazlara kayıyor ve mobil cihazlardaki reklam çözümleri kendi ifadelerine göre henüz hazır değil. Sebep ne olursa olsun ortada bir gerçek var ki o da şirket hisselerinin yüksek değerlenip yatırımcıyı zarara uğrattığı.

Halka arzın finansal yönleri bir yana finans magazini diyebileceğimiz yönleri de var. Filmi izleyenlerin yakından hatırlayacağı ortaklardan Eduardo Saverin ‘in durumu mesela. Saverin Facebook’ un %4 hissesine sahip. Halka arz sonrası bu küçük(!) payından dolayı ödemek durumunda kalacağı vergi 600 milyar dolardı. Saverin bu tutarı ödememek için ilginç bir yola başvurdu, daha fazla vergi mükellefi olmamak için ABD vatandaşlığından çıktı! Saverin’in hayatının son birkaç yılını geçirdiği Singapur’da sermaye piyasaları ürünlerinden vergi alınmaması dolayısıyla servetini buraya kaydıracağı söyleniyor.

Dikkat ederseniz, yazının başından bu yana bu halka arz operasyonu için hiç “başarısız” demedim. Çünkü her ticari ilişkinin kaybedenleri olduğu gibi karşı tarafta kazananları da oluyor. Bu hikayenin kazananı hiç şüphe yok ki terlikli oğlan Mark Zuckenberg! Sürekli olarak piyasa değeri hesaplanan, ancak nakde dönüşmeyen şirketinden hiç azımsanamayacak miktarlarda nakit girişini nihayet kasasında gördü. Son derece bilimsel hesaplamalara göre “yedi ceddine yetecek kadar parası” bulunan Zuckenberg, gelmiş geçmiş en önemli girişimcilik hikayelerinden birinin baş kahramanı olarak çoktan tarihe geçti. Halka arzın bir başka faydası da işin magazine pek meraklı olan medyanın hiç eskimeyen “Mark Zuckenberg’in serveti” haberlerini artık daha kolay ve verilere dayandırarak yapabilecek olmaları. Başka bir deyişle Mark’ın parası züğürdün çenesini artık daha kolay yoracak!      

0 yorum:

Yorum Gönder