9 Mayıs 2013 Perşembe

KENDİ ÇOCUKLUĞUMLA MEKTUPLAŞMA...

Oğlum vesile oldu, 1983 yılındaki 5 yaşındaki benden 2013'deki bana mesajlar geldi..

Minik oğlumuzun bize katılmasıyla birlikte ailecek yaşadığımız duygu seli-nostalji kuşaklarından birinde annem, bir gün oğlum olursa kullanmamız için 30 küsür senedir sakladığı ve bebeklik hatıralarımın bulunduğu kutsal sandığı açtı! Beni travmalardan travmalara gark eden pek çok parçayla birlikte -ki bir tanesi çok komik, mutlaka ayrıca yazmam lazım uzun uzun- o dönemde en çok sevdiğim şey olan çizimlerimin de önemli bir kısmını 30 sene sonra ilk kez yeniden gördüm...

Bunlardan bir kısmını parça parça hatırlıyorum ama önemli bir kısmını cidden hiç hatırlamıyorum. Dikkatimi çeken şey bol bol font ve logo benzeri birşeyler çizmiş olmam. Örneğin şu 23 Nisan tipografisi bana çok ilginç geldi. Şimdi reklamcı olsam ve 23 Nisan için birşeyler çalış deseler böyle birşeye giderdi elim herhalde.. :)
  


Ama kutsal sandıktan çıkanlar içinde pek politik bir tanesi var ki "Ağaç yaşken eğilir" lafını haklı çıkarıyor galiba. 5 yaşımdayken çizdiğim bu "karikatürümsü"de Türkiye haritası ve zam yağdıran bir Özal bulutu var! :)) Daha ilginç olanı babamın görevi dolayısıyla (kaderin cilvesi, Özal'ların danışmanı olmak için)  bir kaç sene sonra Ankara'ya taşınmış olmamız ve politikanın evimize bir daha çıkmayacak şekilde girmesinden de önce çizilmiş olması.. Karikatürümsüde, Özal KDV ve ZAM yazan bulutları Türkiye'ye yağdırıyor.. Kıbrıs'ın üzerinde de birşey yazıyor ama tam okunmuyor, ki bence Lefkoşe'nin kısaltması olabilir! :)

"Ülkeye KDV ve Zam yağdıran Turgut Özal" Burak Ünaldı, 1983, Saman Kağıt üzerine keçeli kalem :)

Bu Ziya Paşa, artık her kimse:)
"Hey, bayrakları dikin!"diyor haliyle..

Bu İbrahim Tatlıses'e benzeyen figür de babam :)

O kadar anlamlı ve iyi bir zamanda geldi ki çocukluğumdan mesajlar bana. Tam da okullarda öğrenci arkadaşlara "Sevmediğiniz işlerle vakit kaybetmeyin, içinizdekini çıkarın, bunu nasıl bulacağım diyorsanız çocukluğunuza sorun" diye ahkamlar kestiğimiz bir dönemde, çocukluğumdan öyle güzel bir ayar yedim ki. Bana senin içinde bunlar var, istesen de istemesen de, 5 yaşında da, 35, 45 yaşında da, sen bastırsan da çıkacak dedi yeniden çocukluğum.



Ben anladım çiko, mesaj alındı, tamamdır. ;)

İmza: 2013 yılındaki sen.

NOT: Uçan arabalar falan yok arkadaş, hele o düşündüğünden, hiç yok!


He bi de, ikimiz aynı kareye girince de şöyle birşey oluyoruz, bence fena diil ne diyosun?!? O resimdeki afacan bakış perdeyi yakmadan hemen önceki mi, yüzümüzdeki dikişten önce mi, çiftliğin kapısını düşürüp kaşımızı yarmamızdan mı yoksa, onu bilemedim!

Neyse ki şimdi yaramaz demiyolar bizim gibilere girişken diyolar! ;) 


    

2 yorum:

  1. Son cümle vurucu olmuş:)
    Onu bunu bilmem, iyi insanların iyi evlatları oluyor. Eminim sizin de oğlunuz sizler kadar iyi ve sevilen bir birey olacaktır.
    Sevgiler
    Hatice

    YanıtlaSil
  2. Sabah sabah uykumu alamadan kalkmış, serviste uyumamak için direnmiş ve bitap düşürek işe gelmiş, ajandamı açmış, yapmak zorunda olduğum(!) işlere bakıp homurdanırken yazınızı okudum. Nasıl nasıl iyi geldi anlatamam.Özellikle yaptığım işi ve dolayısıyla hayatımı dibine kadar sorguladığım bu dönemde iyi geldi. Birtakım kararlar alıyorum; ama çocukluğumdaki ben'i değil, şu yaşımdaki ben'i baz alarak karar veriyorum. Evet, sevmediğim işle vakit kaybetmek yerine çocukluğumdaki ben'e bakıp, asıl ben'i ve dolayısıyla severek yapacağım işe dair bir ipucunu bulabilirim...Ama...Bu durumda benim dansöz olmam lazım! Bu yaştan sonra! :)
    Yazınızı keyifle okudum ve çoook eğlendim.Özal'ın zam yağdıran fotosuna çok güldüm ve o yaşta hem fikren hem el becerisi yönünden bu resmi çizmenize çok şaşırdım ve zekanıza hayran kaldım. Oğlunuz anadan-babadan yana çook şanslı. Çok zeki ve üretken bir adam olacağından şüphem yok. Sevgiler...

    YanıtlaSil